Sezon öncesi kampında tat vermedi Galatasaray. Kafalarda soru işaretleri uyanırken 5 hazırlık maçının 3’ünü kaybetti.

3 Ağustos’taki ilk resmi maç, facia gibiydi. Beşiktaş, 5-0’lık galibiyetle Süper Kupa’yı kazanırken dağıldı sarı-kırmızılılar. Lige art arda 2-1’lik iki galibiyetle giriş yapan Aslan, en büyük hedefi olan UEFA Şampiyonlar Ligi’ne Young Boys’a iki maçta da yenilince gidemedi.

Herkes “Galatasaray’ın görkemli günleri bitti.” diye düşünmeye başlamıştı.

DERBİDE KALİTE FARKI

Üstelik bu süreçte Wilfried Zaha ve Kerem Aktürkoğlu gibi çok önemli hücum silahları gitmiş, sol bek değişimi yaşanmış, direk ilk 11’de oynamaları için transfer edilen sağ bek Jelert ve merkez orta saha Sara, beklentilerin çok uzağında kalmıştı.

Ancak bu gidişata aldırış etmeyen biri vardı: Okan Buruk. Cimbom’un hocası “Fabrika ayarlarımıza kısa sürede döneceğiz” dedikten sonra takım şahlandı. Kadıköy’deki Fenerbahçe zaferi, dirilişin göstergesi oldu.

RAKİPLERE GÖZDAĞI VERDİ

Bu dönemde sarı-kırmızılı yönetim de hem camianın hem de ezeli rakiplerinin baskı ve şikayetleriyle sallanıyordu. Ancak teknik kadro ve futbolcular, sürekli sahada kaldı.

Rakiplerin yaptıklarıyla hiç ilgilenmedi. Sakat olan İcardi ve takıma henüz adapte olamayan Osimhen’in fileleri sarsamadığı maçları bile 16 gol atarak tamamladı, tüm rakiplerine yine gözdağı verdi. Galatasaray, son iki sezonda olduğu gibi Süper Lig’in süper gücü’ olduğunu bir kez daha kanıtladı.